cinsi belli değil işi belli değil gücü belli değil nedir kimdir belli değil birinin bir garip sıkıntıdan yazdığı bir blog okuyun buyrun buyrun çekinmeyin belki sizde kendinizden birşeyler bulursunuz...

17 Şubat 2010

ARABESQUE

Arabesk bi tip olmamama rağmen Orhan Gencebayın aşağıda linklediğim parçasını ebru'dan dinlerken gerçekten çok duygulandım.Bir bayan arkadaşım bugün kendisinin doldurduğu birkaç Cd hediye etti.Benden yaşça büyük ve evli olan bu arkadaşımın, bana karşı hisleri olduğunu bile bile kırmamak adına aldım.Arabada içlerinden birini rastgele takıp dinlemeye başladım.Bu parça çalmaya başladığında nedense gözlerimden anlamsız yaşlar boşalmaya başladı.

15 Şubat 2010

KARAYILAN VE BEN KAÇAR ...




Evet az sayıda ve bir o kadar sadık takipçilerim;
Sizi bir süredir ihmal ediyorum gibi gelse de, blogumu unutmuş değilim.Malesef size layık anlatacak birşeylerim olmadığından yazmıyordum taaakii geçen gün ıslak bir rüyadan uyanana kadar, askerde başımdan geçen homoerotik bir yakınlaşmayı artık rüyamda nasıl büyüttüysem, hoş büyütülmeyecek gibi de bir şey değildi yani, neyse
Ben askere yeni düşmüş bir kezbanken, daha koğuşa girer girmez miletin tek bahsettiği kişi Murat denen bir çocuktu.Bu çocuk oldukça azılı bir tip olup hem milete hemde subay takımına kök söktürüyormuş.Neyse günler geçip gitmeye başladı.Herkes birşey anlatırken sakın şunu şöyle yapma Muratın başına geleni biliyosun değilmi diye örnek gösteriyodu.Bende bir gün artık dayanamadım ya şu Murat ne menem bi tip hem adı var kendi yok nerelerde bu adam deyince milet kahkahayı patlattı.Ha o zamana kadar da biz çıkan kumanyayı beğenmez hafta sonları duvar diplerinden verdiğimiz siparişlerle sağdan soldan yemek söyler onlar yemeği, nöbet kulübelerinin olduğu sotelerden bize yukardan fırlatırlar.Evet fırlatırlar o kadar yüksekki bizde paraları onlara atardık.Burada aslında aynı anda iki suç işliyomuşuz ve askerliğim bitmezmiş aslında :) ama sonradan öğrendim.Biri cep teli ile dışarı ile konuşmak ikincisi dışardan yemek söylemek.Neyse bunlar tabi Muratın yaptıkları arasında basit suçlardanmış ve adam ne yapsa subaylar bahane bulup bunu içeri tıkmak için yasak haline getirdikçe Alay, çekilmez bir nazi kampı haline dönüşmüştü.
Her sabah olduğu gibi avluda zamanında toplanıp yemekten önce yerlerde süründürülmekten kurtulmak için , yüzünü yıkarken aynı anda traş olup çorap ve botlarıda giymeye çalışmak gibi işleri yaptıktan sonra, yemek duası yapılana ve sayım yapılana kadar kısa bir süre olurdu.bu sırada herkesten çook sonra kara kuru tam bir çingene tipli kemikleri sayılan orta boylu daha önce görmediğim kalıbından beklenmeyecek kadar dayılanarak yürüyen bir çocuk sıranın en arkasına geçti.Herkeste bi hareketlenme ve gülüşme başladı ama biz yenilerin bişeyden haberi yok.Neyse herkes bir arkasına dönerek düt dürrrü düt düüüt diye sesler çıkararak elinde kaval varmışta çalıyomuş gibi yapmaya başladı.Arkadaki arkadakine böyle seri halde gitti en son Murata dönen çocuk ee hadi Murat sen en arkada kaldın bi yılan dansı yap abilere deyince Muratın palaskayı çözmesi ile bi tabur insanın içinde donunu indirmesi bir oldu.Aman allahım gerçekten koca siyah bir yılan ve ‘’ morning wood’’ önündeki oynat dedikçe sağa sola sallıo pat pat diye sesler çıkarıyo millet yarılıyo gülmekten.Benimde gözler nasıl pörtlediyse bilmiyorum artık.
Sonraki günlerde Murat beni takibe aldı ne zaman pisuvara gitsem dibimde bitiyo, sonra arada bana yaa sen ne pis adamsın banyo yapmıomusun gibi laflar felan neyse benim bir gün gerçekten banyoya girmem gerekiodu.Baktım ses soluk yok kimse görünmüo ortalıklarda.En sondaki kabine geçtim, perdeyi çektim.Hoş perdelerde zaten süs , hiç biyeri kapatmaz su vurduğu anda fora meydandasın.Halbuki bu bizimkide yan kabindeymiş.Caaart die perdeyi söker gibi kenara çekti şaka yollu ee gelsene birbirimizi sabunlayalım hem birbirimizi okşarız bişey olmaz nolcak felan demeye başladı.Askerde öyle bi garip yerdir ki çekindiğini hiç ortaya vurmucaksın yoksa bunun bi olayı var ondan çekinio derler.Bende sanki yolda karşılaşmışta konuşuyomuşuz gibi elimi belime koydum.Hadi hadi yavrum git kendine başka koca bul felan diyerek bunu savuşturdum.O günden sonra benim için ne zaman adım geçse aa ben onu çok severim şöyle iyidir dermiş.Acaba o gün aramızda bişey geçseydi aa ben onu çok severim eski sevgilimdir mi diyecekti acaba 



Amaan ben sıkıldım buralardan mon cher, Nisandan itibaren avrupa fatihi olmaya karar verdim.Şurda adım atarken yere düşermiyim acaba diye düşünmeyeceğim 2 dekad kalmışken buralarda ziyan edemiciim.Hele hele şööle sevgili pegasus gibi bon marche uçak firmaları varken 3 haftada bir biyerlere kaçmamak enayilik.Ama öle tur mur gelmez bana gidip 1 hafta sağımı solumu kendim öğrenicem.Şimdilik La Ville-Lumière, ışıklar şehrinden başlayıp havalar biraz ısınmaya başlayınca nice montpelier , montecarlo fransız rivierası sonra kuzey italya venedik milan , kış iyice bastırmadan da benelux , planlar böyle ama işler nolacak ahhhh bu dünyanın gözü körolsun...