LA VIE SECRETE D'UN PANSEXUEL

cinsi belli değil işi belli değil gücü belli değil nedir kimdir belli değil birinin bir garip sıkıntıdan yazdığı bir blog okuyun buyrun buyrun çekinmeyin belki sizde kendinizden birşeyler bulursunuz...

17 Ekim 2010

Yeniden buralardayım ve Brux

Evet minnoşlarım gezme tozma derken uzun bir aradan sonra tekrar yazma fırsatı buluyorum.Blogger'ın yolunu sokağını öyle unutmuşum ki şifremi bile unutmuşum.Biraz uğraşarak ancak çıkartabildim.Bu arada hayatımda baya bir değişiklik oldu.İstanbuldan uzaklardayım yine sıkıcı bir hayatın içine inzivaya çekildim.Daha önceki yazılarımda bahsettiğim bir kaç yer dışında tümüne gittim.Bayramdada Brükselde olucam bizim Daf ile buluşmayı planlıyorum.5 yıldan uzun süredir konuşup yatmadığım biri ile buluşmak garip olacak.Eski bir sevgili olmayan sevgili ile buluşmak gibi.1 ay kadar önce bardan otele attığım biri ile hemencecik bağlantıyı kurmama rağmen duygusal boyut eklenince ilişki zorlaşıyor garip değilmi aslında aksi olması gerek güven müven martaval ...

17 Şubat 2010

ARABESQUE

Arabesk bi tip olmamama rağmen Orhan Gencebayın aşağıda linklediğim parçasını ebru'dan dinlerken gerçekten çok duygulandım.Bir bayan arkadaşım bugün kendisinin doldurduğu birkaç Cd hediye etti.Benden yaşça büyük ve evli olan bu arkadaşımın, bana karşı hisleri olduğunu bile bile kırmamak adına aldım.Arabada içlerinden birini rastgele takıp dinlemeye başladım.Bu parça çalmaya başladığında nedense gözlerimden anlamsız yaşlar boşalmaya başladı.

15 Şubat 2010

KARAYILAN VE BEN KAÇAR ...




Evet az sayıda ve bir o kadar sadık takipçilerim;
Sizi bir süredir ihmal ediyorum gibi gelse de, blogumu unutmuş değilim.Malesef size layık anlatacak birşeylerim olmadığından yazmıyordum taaakii geçen gün ıslak bir rüyadan uyanana kadar, askerde başımdan geçen homoerotik bir yakınlaşmayı artık rüyamda nasıl büyüttüysem, hoş büyütülmeyecek gibi de bir şey değildi yani, neyse
Ben askere yeni düşmüş bir kezbanken, daha koğuşa girer girmez miletin tek bahsettiği kişi Murat denen bir çocuktu.Bu çocuk oldukça azılı bir tip olup hem milete hemde subay takımına kök söktürüyormuş.Neyse günler geçip gitmeye başladı.Herkes birşey anlatırken sakın şunu şöyle yapma Muratın başına geleni biliyosun değilmi diye örnek gösteriyodu.Bende bir gün artık dayanamadım ya şu Murat ne menem bi tip hem adı var kendi yok nerelerde bu adam deyince milet kahkahayı patlattı.Ha o zamana kadar da biz çıkan kumanyayı beğenmez hafta sonları duvar diplerinden verdiğimiz siparişlerle sağdan soldan yemek söyler onlar yemeği, nöbet kulübelerinin olduğu sotelerden bize yukardan fırlatırlar.Evet fırlatırlar o kadar yüksekki bizde paraları onlara atardık.Burada aslında aynı anda iki suç işliyomuşuz ve askerliğim bitmezmiş aslında :) ama sonradan öğrendim.Biri cep teli ile dışarı ile konuşmak ikincisi dışardan yemek söylemek.Neyse bunlar tabi Muratın yaptıkları arasında basit suçlardanmış ve adam ne yapsa subaylar bahane bulup bunu içeri tıkmak için yasak haline getirdikçe Alay, çekilmez bir nazi kampı haline dönüşmüştü.
Her sabah olduğu gibi avluda zamanında toplanıp yemekten önce yerlerde süründürülmekten kurtulmak için , yüzünü yıkarken aynı anda traş olup çorap ve botlarıda giymeye çalışmak gibi işleri yaptıktan sonra, yemek duası yapılana ve sayım yapılana kadar kısa bir süre olurdu.bu sırada herkesten çook sonra kara kuru tam bir çingene tipli kemikleri sayılan orta boylu daha önce görmediğim kalıbından beklenmeyecek kadar dayılanarak yürüyen bir çocuk sıranın en arkasına geçti.Herkeste bi hareketlenme ve gülüşme başladı ama biz yenilerin bişeyden haberi yok.Neyse herkes bir arkasına dönerek düt dürrrü düt düüüt diye sesler çıkararak elinde kaval varmışta çalıyomuş gibi yapmaya başladı.Arkadaki arkadakine böyle seri halde gitti en son Murata dönen çocuk ee hadi Murat sen en arkada kaldın bi yılan dansı yap abilere deyince Muratın palaskayı çözmesi ile bi tabur insanın içinde donunu indirmesi bir oldu.Aman allahım gerçekten koca siyah bir yılan ve ‘’ morning wood’’ önündeki oynat dedikçe sağa sola sallıo pat pat diye sesler çıkarıyo millet yarılıyo gülmekten.Benimde gözler nasıl pörtlediyse bilmiyorum artık.
Sonraki günlerde Murat beni takibe aldı ne zaman pisuvara gitsem dibimde bitiyo, sonra arada bana yaa sen ne pis adamsın banyo yapmıomusun gibi laflar felan neyse benim bir gün gerçekten banyoya girmem gerekiodu.Baktım ses soluk yok kimse görünmüo ortalıklarda.En sondaki kabine geçtim, perdeyi çektim.Hoş perdelerde zaten süs , hiç biyeri kapatmaz su vurduğu anda fora meydandasın.Halbuki bu bizimkide yan kabindeymiş.Caaart die perdeyi söker gibi kenara çekti şaka yollu ee gelsene birbirimizi sabunlayalım hem birbirimizi okşarız bişey olmaz nolcak felan demeye başladı.Askerde öyle bi garip yerdir ki çekindiğini hiç ortaya vurmucaksın yoksa bunun bi olayı var ondan çekinio derler.Bende sanki yolda karşılaşmışta konuşuyomuşuz gibi elimi belime koydum.Hadi hadi yavrum git kendine başka koca bul felan diyerek bunu savuşturdum.O günden sonra benim için ne zaman adım geçse aa ben onu çok severim şöyle iyidir dermiş.Acaba o gün aramızda bişey geçseydi aa ben onu çok severim eski sevgilimdir mi diyecekti acaba 



Amaan ben sıkıldım buralardan mon cher, Nisandan itibaren avrupa fatihi olmaya karar verdim.Şurda adım atarken yere düşermiyim acaba diye düşünmeyeceğim 2 dekad kalmışken buralarda ziyan edemiciim.Hele hele şööle sevgili pegasus gibi bon marche uçak firmaları varken 3 haftada bir biyerlere kaçmamak enayilik.Ama öle tur mur gelmez bana gidip 1 hafta sağımı solumu kendim öğrenicem.Şimdilik La Ville-Lumière, ışıklar şehrinden başlayıp havalar biraz ısınmaya başlayınca nice montpelier , montecarlo fransız rivierası sonra kuzey italya venedik milan , kış iyice bastırmadan da benelux , planlar böyle ama işler nolacak ahhhh bu dünyanın gözü körolsun...

25 Ocak 2010

O ARTIK BAĞNAZLIK NEDENİYLE ARAMIZDA DEĞİL !




Üstteki fotoğraf Matthew Shepard’a ait,
Matthew Shepard daha 21 yaşında hayatının baharında bir öğrenci iken 1998 yılının Ekim ayında Amerika Birleşik Devletlerin Wyoming eyaletinde, Aaron McKinney ve Russell Henderson ile bir Lounge’da tanıştıktan sonra araba ile gezintiye çıkıp yeni tanıştığı bu iki kişi tarafından işkence çektirilerek öldürülmüştür.
7 Ekim 1998 gecesi arabada giderken Matthew’un gay olduğunu itiraf etmesi üzerine soyulup, kafasına silahla vurarak ve işkence edildikten sonra kırsal bir bölgede çitlere asılarak ölüme terk edilmiş, olayın üzerinden 18 saat geçtikten sonra Aaron Kreifels adında biri tarafından önce korkuluk sanılan Matthew halen hayatta ve koma halinde iken hastaneye kaldırılmış.12 Kasım tarihine kadar almış olduğu darbeler nedeniyle komada kalmış ve hiç bir zaman bilinci yerine gelmediği için olayın iç yüzü tam olarak aydınlatılamamıştır.12 kasım 1998 gündüz saat 12:53’de hayata gözlerini yummuştur.



Duruşma esnasında Aaron McKinney ve Russell Henderson ifadelerinde ilk başta kendilerini; Matthew’un kendilerine cinsel yaklaşımda bulunmasını takiben yaşadıkları panik nedeniyle geçici delilik yaşamalarına bağlı olduğu yönünde savunsalarda, daha sonra sadece Matthew Shephard’a hırsızlık amacıyla yaklaştıklarını aslında onu öldürmek istemediklerini itiraf etmişlerdir.Savcı, sanıkların Matthew Shephard’a yaklaşıp soyabilmek için gay rolü yaptıklarını ileri sürmüştür. McKinney ve Russel’ın kız arkadaşlarının her ikiside daha önceden bir gay’i soymayı planladıklarını ifade etmiş, bu planlarını gerçekleştirmek için Fireside Lounge adı verilen bir ortama gidip Shephard’ı gözlerine kestirdikten sonra onunla yola çıkmışlar, Shephard’ın zorla parasını alıp işkence ettikten sonra McKinney’in arabasındaki bir halatla çitlere bağlamış, bu sırada Shephard hayatını bağışlamaları için yalvarmış.Medya raporlarında olay Shephard’ın yüzü ve kafatasındaki kırıklar nedeniyle tanınmaz halde ve hayatını bağışlamaları için ağlarken akan gözyaşlarının temizlediği kısımları hariç yüzünü tamamen kan ile kaplı halde resmetmişlerdir.Her ikisinin kız arkadaşları o gece McKinney ve Russel’ın alkol veya uyuşturucu tesirinde olmadığına tanıklık etmişlerdir.
5 Nisan 1999’da Henderson suçlu bulunmuş ve ölüm cezasından kurtulmak için McKinney aleyhinde tanıklık etmiştir.Ardarda iki kez hayat boyu hapse mahkum edilmiş, McKinney birinci dereceden cinayetten suçlu bulunmuş, ölüm cezası alması kararlaştırılırken Matthew Shephard’ın ailesinin araya girmesi ile o da iki kez üstüste ömür boyu hapis cezasına mahkum olmuştur.

Bu olay o zamana kadar ‘’ hate crime’’ nefret suçu adı altında bir yasa olmadığı için bayağı adam öldürme ile aynı kategoride incelenmiş, Matthew’un ailesi ve demokratların bir davası haline dönüşmüştür.Bill Clinton nefret suçu kapsamına, kadınları, homoseksüelleri, sakatlıkları olan insanlarıda içine alacak şekilde genişletmiş, ancak yasa olabilmesi için geçmesi gerekn kongreler ve komisyonlarda kabul edilmemiş, 2007 yılında House of Representatives ve Senatodan geçmiş ancak George W. Bush masasına gelirse yasayı veto edeceğini söylemiştir.en sonunda bir çok engellemeleri geçerek 28 Ekim 2009 tarihinde Başkan Barack Obama tasarıyı yasalaştırmıştır.

Evet bu kadar tarih anlatıp bu kadar kelam edip neden canınızı sıktım.Şu nedenle;
Bugün öğlen beni hiç tahmin edemeyeceğim kadar sarsan bir olay yaşadım.Hani şu benim sık kullanmadığım ama haber portalı gibi çalışan herkeste bulunan telefonum varya evet oradan bilmediğim bir numara aradı açtığımda tanıyamadım.Alo malo faslından sonra ben ismini vermeyeceğim onu ‘ıssız adam’’ olarak adlandıralım.Çünkü aynı ıssız adamdaki çocuğa benzeyen ve hatta o karakter ile aynı memleketten 3 ay önce tanıştığım benden çok etkilenen ama benim bir gecelik bar macerası olarak hatırlayabileceğim benim yaşlarımda bir adamdı.Bir anda çok kötüyüm ben psikiyatriste gittim bana evimden taşınmamı söyledi dedi.Bende soluksuz dinlemeye başladım.Ee sonra.Canım geçen gün hani o gece Taksim İnternational’ın önünde sabahın dördünde bize gelsene muhabbeti yaparken kızılkayalardan bişeyler alalım diyen uzun boylu naif kumral bi çocuk vardı ya o, ,işte o çocuk benim ev arkadaşımdı ÖLDÜRÜLDÜ!

Neeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee.........

Ailesi çok tutucu idi bunun izini buldular, akşam üstü geleceklerini söylediler kapıya dayandılar ve çocuğu aldılar bende o sırada evdeydim bunlar aşiretmiymiş neymiş, Bırakın toplanmasına müsaade edin de yardım edeyim desemde çocuğu apar topar evden alıp arkadan da kıyafetlere artık gittiği yerde ihtiyacı olmayacak diye seslenerek çıkıp gittiler.Daha sonra ertesi gün arayıp sıra sende onun günahını sildik senide alıcaz birlikte yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksin dediler.

Peki ya sen aa o ???

Hayır biz birlikte değildik o sadece arkadaşımdı hiç birlikte olmadık iki çocuk kadar masumdu arkadaşlığımız.Ben desemde anlatamadım şimdide evimi bırakıp birkaç arkadaşın yanında kalıyorum.Yakında beni bulamayacakları bir semte taşınıcam izimi kaybettiricem.

Off kendine dikkat et.

Görüyoruz ki biz 1998 de bile değil , 1888 deyiz ...


14 Ocak 2010

TRİBADİSM-BUGÜN YENİ BİRŞEY ÖĞRENDİM


TRİBADİSM:
Eski yunanda erkekler arası gay ilişkide anal seks yerine tercih edilen interkrural seks yani türkçesi bacak arası sürtmenin lezbiyen karşılığı Tribadizm imiş.Çok ta enteresan bir ismi var. Pozisyon inanılmaz.Argoda ingilizce ''scissoring'' makaslama olarakta geçiyor.Gerçekten makas gibi. Penetrasyon içermeyen bir tip cinsel pratik olup partnerin vücudunun kalça karın ve dirseğine sürtünerekte gerçekleştirilebiliyormuş.Ayrıca çok azan kadınlar (illa lezbiyen olmasına gerek yok ) bolster denilen sert yastıklardanda medet umabilirlermiş.Eski Romada gay ve hetero ayrımı olmayıp ilişkide aktif veya pasif davranışları tanımlamak için kelimeler kullanılırmış.Mesela Tribas'lar genelde aktif kadınları anlatırmış.Vulvam olsa sürterdim demek istiyorum.Acaba sürtükte buradan mı geliyor?:)
south park'ın 18+ yayınlanma kararı alınmış, Ms Garrison'ın scissoring den bahsettiği çok komik bir bölümü: http://www.idkwtf.com/videos/latest-videos/d-yikes-south-park-season-11-episode-6-300-parody


11 Ocak 2010

HAFTANIN ilk GÜNÜ VE DİĞERLERİ...

Of çok yoruldum bugün ayaklarıma resmen karasular indi.Havada iyice soğumaya başladı.Evde oturup kahve içip dışarıyı seyretmek gibisi yok ama nerde işten güçten akşam ne yiycezi düşünmekten sonra dizilerim izlemekten hiç bişeye zaman kalmıyor.Of çok banal dizimi izliyosun diyosunuz evet izliorum varmı J Aman içim rahat biliyorum sizde izliyosunuz.Hergüne bir dizi haftanın günlerini sayıyorum size

Ezel

Aşk ve Ceza

Yaprak dökümü varmış ama benim için hafta ortası sıkıcı bir gün denebilir.

Aşkı Memnu

Hanımın Çiftliği

Cumartesi

Pazar

Bu tekrar başa sarar.Aa ama o hafta vermiolarsa diziyi yada tekrarı varsa insanın yüzü buruşuyo muşmulamsı bir havaya bürünüyor yiğeeenimmm.

10 Ocak 2010

KARLAR DÜŞER - TOMBE LA NEIGE

İŞTE LİNKİ: http://fizy.com/s/19psol

Pazar günü sakin sessiz kendi kendime evi toplayarak geçti gitti.En son postta belçikaya davet edildiğimi yazmıştım.Daf msn de her konuştuğumuzda bu konuyu gündeme getiriyor.Bende gitmek istiyordum ilk zamanlar ama durmadan bunu istemesi hatta abartıp ben gelemiyorsam gelecek haftasonu Antalyaya atlayıp geleceğini söylemesi beni bu fikirden uzaklaştırmaya başladı.Nedense bir konuda çok ısrar kıyamet varsa onda bi sakatlık olduğunu düşünmek gibi bir eğilimim var.Hemen geri adım attım.Şu anda İstanbulda olmadığım ve Antalyaya 700 km uzakta olduğumu ve direkt uçak bulunmadığı için gelmemin çok sıkıntı olacağını bu planı en erken şubata belkide en iyisi bahara ertelememizin iyi olacağını söyledim.Sanırım o da anladı ki bana Brükseldeki evinin penceresinden çektiği karşıdaki katedralin üzerine yağan kar manzarasını gösteren videoyu gönderdi.Evde de Tony ve Nassim varmış.Kamera açınca arkadan Tony garip hareketler yapmaya başladı.Göbeğini felan açtı enteresan gerçi onunla da bir kere İstanbula geldiklerinde tanışmıştım ama bu kadar da samimi değildik yani bu Kübalılarda bizim gibi biraz fazla enseye tokat tipler heralde e sıcak memleket ne de olsa.Nassim de bunun fransız arkadaşıymış, meraklı bi tip olduğu belli saat 3 gibi öğle yemeklerini yiyecekleri vakit ellerini bööle salına salına iki yana sallayarak hafif kıvırtık bi şekilde tabak taşıyo gözünün ucuylada Daf kimle konuşuo die laptopa göz atıodu.Nassim le Tony ilişkisini çözemedim.Bu eskidende mi vardı nerden türedi Nassim bi garip.Aman böle komün halinde yaşıo zaten bu ecnebi gayler, gidersem görürüm işallah ciciler.