cinsi belli değil işi belli değil gücü belli değil nedir kimdir belli değil birinin bir garip sıkıntıdan yazdığı bir blog okuyun buyrun buyrun çekinmeyin belki sizde kendinizden birşeyler bulursunuz...

25 Ocak 2010

O ARTIK BAĞNAZLIK NEDENİYLE ARAMIZDA DEĞİL !




Üstteki fotoğraf Matthew Shepard’a ait,
Matthew Shepard daha 21 yaşında hayatının baharında bir öğrenci iken 1998 yılının Ekim ayında Amerika Birleşik Devletlerin Wyoming eyaletinde, Aaron McKinney ve Russell Henderson ile bir Lounge’da tanıştıktan sonra araba ile gezintiye çıkıp yeni tanıştığı bu iki kişi tarafından işkence çektirilerek öldürülmüştür.
7 Ekim 1998 gecesi arabada giderken Matthew’un gay olduğunu itiraf etmesi üzerine soyulup, kafasına silahla vurarak ve işkence edildikten sonra kırsal bir bölgede çitlere asılarak ölüme terk edilmiş, olayın üzerinden 18 saat geçtikten sonra Aaron Kreifels adında biri tarafından önce korkuluk sanılan Matthew halen hayatta ve koma halinde iken hastaneye kaldırılmış.12 Kasım tarihine kadar almış olduğu darbeler nedeniyle komada kalmış ve hiç bir zaman bilinci yerine gelmediği için olayın iç yüzü tam olarak aydınlatılamamıştır.12 kasım 1998 gündüz saat 12:53’de hayata gözlerini yummuştur.



Duruşma esnasında Aaron McKinney ve Russell Henderson ifadelerinde ilk başta kendilerini; Matthew’un kendilerine cinsel yaklaşımda bulunmasını takiben yaşadıkları panik nedeniyle geçici delilik yaşamalarına bağlı olduğu yönünde savunsalarda, daha sonra sadece Matthew Shephard’a hırsızlık amacıyla yaklaştıklarını aslında onu öldürmek istemediklerini itiraf etmişlerdir.Savcı, sanıkların Matthew Shephard’a yaklaşıp soyabilmek için gay rolü yaptıklarını ileri sürmüştür. McKinney ve Russel’ın kız arkadaşlarının her ikiside daha önceden bir gay’i soymayı planladıklarını ifade etmiş, bu planlarını gerçekleştirmek için Fireside Lounge adı verilen bir ortama gidip Shephard’ı gözlerine kestirdikten sonra onunla yola çıkmışlar, Shephard’ın zorla parasını alıp işkence ettikten sonra McKinney’in arabasındaki bir halatla çitlere bağlamış, bu sırada Shephard hayatını bağışlamaları için yalvarmış.Medya raporlarında olay Shephard’ın yüzü ve kafatasındaki kırıklar nedeniyle tanınmaz halde ve hayatını bağışlamaları için ağlarken akan gözyaşlarının temizlediği kısımları hariç yüzünü tamamen kan ile kaplı halde resmetmişlerdir.Her ikisinin kız arkadaşları o gece McKinney ve Russel’ın alkol veya uyuşturucu tesirinde olmadığına tanıklık etmişlerdir.
5 Nisan 1999’da Henderson suçlu bulunmuş ve ölüm cezasından kurtulmak için McKinney aleyhinde tanıklık etmiştir.Ardarda iki kez hayat boyu hapse mahkum edilmiş, McKinney birinci dereceden cinayetten suçlu bulunmuş, ölüm cezası alması kararlaştırılırken Matthew Shephard’ın ailesinin araya girmesi ile o da iki kez üstüste ömür boyu hapis cezasına mahkum olmuştur.

Bu olay o zamana kadar ‘’ hate crime’’ nefret suçu adı altında bir yasa olmadığı için bayağı adam öldürme ile aynı kategoride incelenmiş, Matthew’un ailesi ve demokratların bir davası haline dönüşmüştür.Bill Clinton nefret suçu kapsamına, kadınları, homoseksüelleri, sakatlıkları olan insanlarıda içine alacak şekilde genişletmiş, ancak yasa olabilmesi için geçmesi gerekn kongreler ve komisyonlarda kabul edilmemiş, 2007 yılında House of Representatives ve Senatodan geçmiş ancak George W. Bush masasına gelirse yasayı veto edeceğini söylemiştir.en sonunda bir çok engellemeleri geçerek 28 Ekim 2009 tarihinde Başkan Barack Obama tasarıyı yasalaştırmıştır.

Evet bu kadar tarih anlatıp bu kadar kelam edip neden canınızı sıktım.Şu nedenle;
Bugün öğlen beni hiç tahmin edemeyeceğim kadar sarsan bir olay yaşadım.Hani şu benim sık kullanmadığım ama haber portalı gibi çalışan herkeste bulunan telefonum varya evet oradan bilmediğim bir numara aradı açtığımda tanıyamadım.Alo malo faslından sonra ben ismini vermeyeceğim onu ‘ıssız adam’’ olarak adlandıralım.Çünkü aynı ıssız adamdaki çocuğa benzeyen ve hatta o karakter ile aynı memleketten 3 ay önce tanıştığım benden çok etkilenen ama benim bir gecelik bar macerası olarak hatırlayabileceğim benim yaşlarımda bir adamdı.Bir anda çok kötüyüm ben psikiyatriste gittim bana evimden taşınmamı söyledi dedi.Bende soluksuz dinlemeye başladım.Ee sonra.Canım geçen gün hani o gece Taksim İnternational’ın önünde sabahın dördünde bize gelsene muhabbeti yaparken kızılkayalardan bişeyler alalım diyen uzun boylu naif kumral bi çocuk vardı ya o, ,işte o çocuk benim ev arkadaşımdı ÖLDÜRÜLDÜ!

Neeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee.........

Ailesi çok tutucu idi bunun izini buldular, akşam üstü geleceklerini söylediler kapıya dayandılar ve çocuğu aldılar bende o sırada evdeydim bunlar aşiretmiymiş neymiş, Bırakın toplanmasına müsaade edin de yardım edeyim desemde çocuğu apar topar evden alıp arkadan da kıyafetlere artık gittiği yerde ihtiyacı olmayacak diye seslenerek çıkıp gittiler.Daha sonra ertesi gün arayıp sıra sende onun günahını sildik senide alıcaz birlikte yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksin dediler.

Peki ya sen aa o ???

Hayır biz birlikte değildik o sadece arkadaşımdı hiç birlikte olmadık iki çocuk kadar masumdu arkadaşlığımız.Ben desemde anlatamadım şimdide evimi bırakıp birkaç arkadaşın yanında kalıyorum.Yakında beni bulamayacakları bir semte taşınıcam izimi kaybettiricem.

Off kendine dikkat et.

Görüyoruz ki biz 1998 de bile değil , 1888 deyiz ...


4 yorum:

Adsız dedi ki...

sabah sabah okurken tüylerim diken diken oldu. Gerçekten şok edici bir olay. Arkadaşın için üzüldüm, gerçekten zor bir durum. 1888 senesinde bile değiliz, eminim ilk insanlar bile bu durumda yaşadığımız toplumla eş değer bir tepki verirlerdi.
Sonuç medeniyet insanların kafasına gelişmediğinden sözde kalan bir terim halinde, hele hele bizim toplumumuzda daha vahim durumda...
Sevgiyle.

homeless dedi ki...

dun gece de Prayers for BObby diye bir izledim icim ciktiiiii http://www.sinemalar.com/film/36240/Prayers-For-Bobby/

simdide yazdiklarin
bu kadar hayatin gercegi fazla geldi bian

kremkaramel dedi ki...

Prayers-For-Bobby'i blogumda işlemiştim. İşte o filme salya sümük ağlarken aslında böyle bir ihtimalle kendime, bu şekilde bağnazlık kurbanı olan nice hemcinsime ağlıyordum. Acı... Çok acı!

homeless dedi ki...

valla cok ozur dilerim
senin blogunda gorup arastirip izledim ama simdi sen soleyince animsadim senin blogun oldugunu sana yorum yazarkende bakmaya usennmistim
utandim simdii valla hee:(

bu bagnazlik kurbanligi hayatta kalan yasamaya devam eden bircok insaninda hayatini mahfediyor
elbette kimse olmesin ama hayatta kalanlarinda bagnazliktan oturu yaralari cok buyuk